-
Table of Contents
Tesis Sökümünde Çevresel Etki Değerlendirmesi
Tesis sökümünde çevresel etki değerlendirmesi, büyük ölçekli endüstriyel tesislerin veya yapıların yıkılması sırasında ortaya çıkan çevresel riskleri minimize etmek amacıyla gerçekleştirilen bir süreçtir. Bu değerlendirme, hava ve su kirliliği, toprak kontaminasyonu, gürültü kirliliği ve ekosistem hasarları gibi potansiyel etkileri analiz eder. Türkiye’de ve dünyada artan endüstriyel dönüşüm projeleriyle birlikte, tesis sökümünün çevresel ve sosyal boyutları daha da önemli hale gelmiştir.
Çevresel Etki Değerlendirmesinin Önemi
Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED), büyük ölçekli projelerin doğa ve toplum üzerindeki olası zararlarını önceden belirlemek ve önleyici tedbirleri almak için kullanılır. Tesis sökümünde bu süreç, özellikle asbest, ağır metal veya kimyasal atıkların doğru şekilde bertaraf edilmesini sağlar. Türkiye’de Çevre Kanunu ve ilgili yönetmelikler, tesis sökümünde ÇED raporlarının hazırlanmasını zorunlu tutar.
Çevresel Risklerin Sınıflandırılması
- Hava Kirliliği: Söküm sırasında ortaya çıkan toz ve kimyasal buharlar.
- Su Kirliliği: Atık suların yanlış bertarafı sonucu su kaynaklarına karışması.
- Toprak Kirliliği: Zehirli maddelerin toprakta kalıcı hasar bırakması.
- Gürültü ve Titreşim: Yıkım işlemlerindeki ses ve titreşimlerin çevresindeki yapıları etkilemesi.
Uygulama Aşamaları ve Yasal Çerçeve
Çevresel etki değerlendirmesi, proje başlangıcında başlar ve aşağıdaki adımları içerir:
- Önsöz ve Proje Tanımı: Tesisin türü, söküm yöntemi ve amaçlarının belirlenmesi.
- Mevcut Çevresel Durumun Analizi: Hava-su-toprak kalitesi, flora-fauna durumu gibi verilerin toplanması.
- Etki Tahminleri: Potansiyel zararların niceliksel ve niteliksiz analizleri.
- Mitigasyon Planı: Zararları azaltmak için alınacak önlemler (filtre sistemleri, atık yönetimi).
- Publik Yönetimi ve İzleme: Yerel toplulukla işbirliği ve süregelen denetim.
Türkiye’deki Yasal Düzenlemeler
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2013 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği”, tesis sökümünü de kapsayan büyük ölçekli projelerde ÇED raporunun zorunluluğunu belirtir. Ayrıca, “Atık Yönetimi Kanunu” ve “Kimyasal Ürünlerin Kaydı ve İzlenmesi Hakkında Yönetmelik” gibi mevzuatlar, tehlikeli atıkların bertarafında sıkı kurallar getirmiştir.
Uluslararası Örnekler ve İstatistikler
Dünya Bankası’na göre, endüstriyel tesis sökümünün yanlış yapılması, gelişmiş ülkelerde bile yılda 10 milyar doların üzerinde çevresel hasara yol açar. Örneğin, ABD’deki “Superfund” programı, 1980’lerden beri kirletilmiş sanayi alanlarının temizlenmesi için 40 milyar doları aşkın harcama yaptı.
Almanya’daki Demontaj Uygulaması
Almanya, tesis sökümünde lider ülkelerden biridir. 1990’larda Doğu Almanya’daki eski kimya tesislerinin sökümünde, asbest ve ağır metal kontaminasyonunu önlemek için özel filtreleme sistemleri kullanıldı. Bu projeler, %90’ın üzerinde atık geri kazanım oranına ulaştı.
Sonuç
Tesis sökümünde çevresel etki değerlendirmesi, doğa ve toplum koruması için kritik bir süreçtir. Türkiye’de de yasalarla desteklenen bu uygulamalar, doğru planlama ve teknoloji kullanımıyla daha da geliştirilebilir. Gelecek nesiller için sürdürülebilir bir çevre bırakmak adına, endüstriyel dönüşüm projelerinde çevresel sorumlulukların ön plana alınması zorunludur.